24 Mayıs 2010 Pazartesi

Tarzan Retired – Emekli Tarzan Miroslav Tichý


 Kendisini tam da bu cümle ile tarif ediyor, dün Melih Akoğul hocamızın İyi Fotoğrafın Sırları atölyesinde kendisi ile yapılan belgesel filmi izlerken Tichy “ben emekli tarzanım”
Ve söyle diyor;

"Fotoğraf çekmek, ışıkla resim yapmak demektir. Bu eylem hata payı içerir. Bu ressamlıktır; şairliktir. Ve bunun için kötü bir fotoğraf makinasına ihtiyaç vardır. Eğer meşhur olmak istiyorsan, yaptığın şeyi o kadar kötü yapmalısın ki bu dünya üstünde hiç kimse senin yaptığın kadar kötü yapmayı becerememeli!

Hikayesini okuduğunuzda ne kadar doğru söylediğini anlayacaksınız.

1926 yılında Çekoslovakya’da doğmuş Tichy.
Prag Güzel Sanatlar Akademisi’nde resim eğitimi almış, eğitimini 1950 yılında bitirmiş. 1968’de komünist rejimin Prag’ı işgal etmesiyle hayatında her şey tersine dönmüş, özgürlükleri sınırlanmış. Oysa Tichy tam bir non–komformist, askerlik dönemi hakkında hiç konuşmayan Tichy rejime ters düşüp sekiz yılını mahkum olarak geçirmiş. Önce akıl hastanesine, sonra hapse tıkılmış. Söyle diyor ropörtajında; “O kadar kötü şartlardı ki bir parça ekmeği cennetten sunulmuş bir lütuf sayardım”.
70'lerin başlarında salıverildiğinde, eski küçük kasabasına geri dönmüş. Üzerinde paçavraya dönmüş kıyafetleri, aklının bir kısmı ile birlikte resmi de bir kenara bırakan Tichy fotoğrafa geçiş yapmış.
Fotoğraf makinelerini ayakkabı kutuları, bira kapakları, don lastikleri, makaralar, tuvalet kağıdı ruloları, pleksiglas ve gözlük camları kullanarak kendisi üretmiş.
Bu yaptığı makinelerle hiçbir zaman ulaşamadığı ve tutkunu olduğu kadın bedenlerinin peşine düşmüş. Fotoğraflarının hemen hemen tamamı kadın bedeni üzerine konulanmış.
Kadınlarla yakın bir ilişkisinin olmamasını ise komünist rejimin bir günahı olarak görüyor. “Başım sürekli polis ile dertteydi” diyor.
Kendisine koyduğu günde üç rulo film ve beş yıl fotoğraf çekme kurallarına uyarak tam beş yıl boyunca fotoğraf üretiyor, ürettiği fotoğrafları evinde su kovalarında banyo ediyor, bazen filmler günlerce banyoda kalıyordu.
Ve beş yıl sonunda fotoğraf çekmeyi bıraktı…
Kullandığı malzemeler o kadar kötü idi ki bazen çektiği fotoğraflar hiç belli olmuyor, bunun için konturlarını kalem ile tekrar çiziyordu.
Tichy fotoğraf çekmekteki amacını, “Aylak aylak gezeceğime denklanşöre basarak gezmek daha keyifliydi” diye açıklıyor.
Aslında çektiği fotoğraflara bakıldığında içindeki o röntgenci kişilik ön plana çıkıyor. Fotoğrafların büyük kısmı arkadan , yaklaşılamadan uzaktan çekilmiş. Yakın plan çekimleri için kendisine bir zoom objektif bile üretmiş.
Elinde bu acayip fotoğraf makineleri ile onu görenler gerçekten fotoğraf çektiğine inanmıyor ve onun bu deli görünüşüne aldırış etmeden işlerine devam ediyordu.
Çektiği fotoğraflar evinde kıyıda köşede pislik içinde etrafa saçılı biçimde duruyordu. Hatta bazı fotoğraflarını kışın ısınmak için yaktığını bile söylüyor.
2000’li yıllar geldiğinde Çekoslovakya artık Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak ayrılmış ve Çekoslovakya günlerinden geriye Tichy’nin fotoğrafları kalmıştı. Komşusu ve arkadaşı sanatçı Psikiatr Roman Buxbaum tarafından keşfedilen Tichy’nin eserleri ilk kez 2004 yılında Sevilla’daki Bienal’de ve daha sonra Paris’te Pompidou Modern Sanatlar Merkezi, ardından da Zurich’te Kunsthaus’ta sergilenmiş.
Arkadaşları fotoğraflarını toplayıp, ‘Tichy Ocaen’ adında bir vakıf kurmuş.
Tichy’nin yaptığı enteresan fotoğraf makineleri halen dünyanın en saygın fotoğraf kurumlarının başında gelen New York ICP’de (International Center of Photography) 100 kadar fotoğrafıyla birlikte sergileniyor.

http://www.icp.org/site/c.dnJGKJNsFqG/b.5708951/k.9236/Miroslav_Tichy.htm


Eğer kendisi ile yapılan röportaj-belgesel filmi bulabilirseniz izlemenizi tavsiye ederim:
Buxbaum, Roman. Miroslav Tichi: Tarzan Retired, (2004)


Fotoğraf nedir sorusunu bir kez daha kendimize dönüp sormanın vaktidir yine...

Kendisi ile ilgili bir videoyu buradan izleyebilirsiniz

tichyocean.com/
http://www.michaelhoppengallery.com/

http://www.cirkusworld.com/tichy/tichy.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder