İFSAK %100 Kadın Proje Fotoğraf Gösterisi "EMPATİ" “%100 KADIN Projesi”, Sema Karlıova’ın proje yürütücülüğünde İFSAK üyelerinin hazırladığı fotoğraf gösterisi olan “EMPATİ” teması ile 8 Mart 2014 Cumartesi, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde İFSAK’da…
Kadınlar doğuştan gelen empati yeteneği ile donatılmıştır. Hızlı yargılara varmaktan kaçınan, kendi davranış ve düşüncelerini analiz edebilen, kendisi ve karşısındaki için belli sınırlar oluşturabilen kadınlar, şiddetin olmadığı, emeğine değer verilen bir dünya temennisi ile sadece kadınlardan oluşan “EMPATİ” projesinde bir araya geldiler.
Bazen işinde, bazen evinde, bazen de direnişte, bazen haftasonları çocuklarını, eşlerini ararken, bazen de parklarda bebekleriyle oynarken, bazen Aşura’da, bazen de pazarda, bazen ibadette bazen de eğlenirken görürüz kadınları. Onlar hayatın her zaman en orta noktasında eşduyumlarıyla adalet ve sevgi yolunda bir aradadırlar. Bu proje önyargısız kadınlar tarafından, bir tutam fotoğraf ile oluşturulan fotoğraf gösterisi…
İMO İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen KARMA FOTOĞRAF SERGİSİ 10 Aralık 2013- 10 Ocak 2014 tarihleri arasında Şube Fuaye alanında gerçekleştirilecektir.
Danışman: Serdar ERCAN
Fotoğraflar: İleri Fotoğraf Tekniği Kursu Katılımcıları ( Abdullah Pekince , Ahmet Özışık, İsmail Şahin, Funda Arslan, Mehmet Yetkiner, Muhittin Tarhan, Muhsin Selimoğlu, Osman Üneş, Rezan Duran, Sema Dülger, Tuncay Gün, Ülkü Özer,Yunus ...Emre Kaya) Açılış: 10 Aralık 2013 Salı Saat : 19.30 Yer: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Fuaye Alanı 3.Kat -Karaköy
Avustralya'da bulunan Liverpool City Library, düzenlediği Ramazan konulu fotoğraf sergisinde benim de Ramazan Davulcusu temalı bir fotoğrafımı kullandı.
Sergi Temmuz ayı içerisinde kütüphanenin sergi salonunda açıldı ve halen devam ediyor.
Canon develops 35 mm full-frame CMOS sensor for video capture
The newly developed 35 mm full-frame CMOS sensor for video use
Prototype camera incorporating the newly developed 35 mm full-frame CMOS sensor
TOKYO, March 4, 2013—Canon Inc. announced today that the company has
successfully developed a high-sensitivity 35 mm full-frame CMOS sensor
exclusively for video recording.
Delivering high-sensitivity, low-noise imaging performance, the new
Canon 35 mm CMOS sensor*1 enables the capture of Full HD video even in exceptionally low-light environments.
The newly developed CMOS sensor features pixels measuring 19 microns
square in size, which is more than 7.5-times the surface area of the
pixels on the CMOS sensor incorporated in Canon's top-of-the-line EOS-1D
X and other digital SLR cameras.
In addition, the sensor's pixels and readout circuitry employ new
technologies that reduce noise, which tends to increase as pixel size
increases.
Thanks to these technologies, the sensor facilitates the shooting of
clearly visible video images even in dimly lit environments with as
little as 0.03 lux of illumination, or approximately the brightness of a
crescent moon—a level of brightness in which it is difficult for the
naked eye to perceive objects.
When recording video of astral bodies, while an electron-multiplying
CCD,*2 which realizes approximately the same
level of perception as the naked eye, can capture magnitude-6 stars, Canon's
newly developed CMOS sensor is capable of recording faint stars with a magnitude of 8.5 and above.*3
Using a prototype camera employing the newly developed sensor, Canon successfully captured a wide range of test video,*4
such as footage recorded in a room illuminated only by the light from
burning incense sticks (approximately 0.05–0.01 lux) and video of the
Geminid meteor shower.
The company is looking to such future applications for the new sensor as
astronomical and natural observation, support for medical research, and
use in surveillance and security equipment.
Through the further development of innovative CMOS sensors, Canon aims
to expand the world of new imaging expression.
Canon Marketing Japan Inc. will be exhibiting a prototype camera that
incorporates the newly developed 35 mm full-frame CMOS sensor and sample
footage captured with the camera at SECURITY SHOW 2013
(www.shopbiz.jp/en/ss/), which will be held from Tuesday, March 5, to
Friday, March 8, at the
Tokyo International Exhibition Center in Tokyo, Japan.
*1
An imaging element (aspect ratio: 16:9) that supports
the largest image circle size possible when shooting with a Canon EF
lens.
*2
A CCD sensor with a readout mechanism that multiplies electrons after being converted from light.
Applications include nighttime surveillance and the capture of astral bodies and nighttime nature scenes.
*3
The brightness of a star decreases 2.5-times with each 1 magnitude increase.
*4
Recording of test video footage was made possible through cooperation from ZERO Corporation.
Canon'un kısa bir süre önce duyurdu yeni
dijital SLR modeli 650D'de ortaya çıkan alerji sorunu giderek büyüyor.
Firma ikinci bir duyuru ile problem yaşayan kullanıcıları uyardı.
15/08/2012 09:44
Temmuz ayının başında haberini yaptığımız ve 650D'de (ABD'de Rebel T4i ismiyle satılıyor) ortaya çıkan alerji sorunu giderek büyüyor. İkinci kez bir açıklama yapan Canon, 650D modelinde bulunan bazı kauçuk malzemelerin zamanla beyazlayabileceğini ve alerji yapabileceğini yeniledi.
Tüm dünya çapında geçerli olan duyuru ile birlikte olaydan etkilenen
fotoğraf makinelerinin seri numalarını kontrol edilebileceği bir sitenin
linkini de veren firma ürünleri tamir edilmek üzere geri çağırıyor.
Fotoğraf makinenizin seri numarasının
altıncı rakamı 2 ya da daha büyükse bu sorundan etkilenilmediği
anlamına geliyor. Eğer burada 1 rakamını görüyorsunuz cihazı servise
götürmeniz gerekiyor. Sorun yaşanan fotoğraf makinelerinin 31 Mayıs - 27 Temmuz arasında üretilen cihazlar olduğu da açıklamada belirtiliyor.
Ülkemizde resmi olarak da satılan 650D modellerinde
bu sorunun olup olmadığı bilinmiyor. Türkiye'deki Canon temsilcisi Canon
Eurasia resmi kanallardan satılan ürünlerde bu tip bir sorun
oluştuğunda tamir garantisi veriyor. Ancak yurtdışından getirilen ve
spot olarak tabir edilen ürünlerde bu sıkıntı yaşanabilir. bu yüzden Canon'un resmi sitesindeki bulunan sayfadan elinizdeki ürünün seri numarasını kontrol ettirmenizi öneriyoruz. http://www.usa.canon.com/cusa/support/consumer?pageKeyCode=prdAdvDetail&docId=0901e024805ba6ce Yazan: Özgür Çetin SDN - ShiftDelete.Net
“…mezkûr kâğıt kuruduktan sonra,
albüminli tarafını camın kollodionlu tarafına kapayıp, şasi pozitif
derûnuna vaz’ ile ziya-ı şemsin üzerine
amuden tesir edeceği bir mahale koyarak albumin üzerinde
bulunan nitrate d’argent siyahlanıp, güvercin göğsü rengi
kesb oldukta ziyadan ahz etmelidir ”
XIX. Yüzyıl bir icatlar yüzyılıdır. Daha önceki
yüzyıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, bu yüzyılda meyvelerini vermeye
başlamış ve bilimin insan gereksinmelerine uygulanmasıyla, hayretler
uyandıran teknik gelişmeler meydana gelmiştir. Örneğin, telgraf ve
telefon ilk akla gelenlerdir. Ayrıca elektriğin aydınlanmada
kullanılmaya başlanması da bu yüzyıla rastlar. İlk buharlı makine ve
tren XIX. yüzyıl başında kullanılmıştır. Fonograf, gramofon,
sinematograf yine bu yüzyılın buluşlarıdır.
Bütün bu buluşlar gibi, çığır açıcı diğer bir buluş da fotoğraftır.
Fotoğraf üzerine yapılan çalışmaları Aristo’ya kadar götürmek mümkünse
de, gerçek anlamda fotoğrafın icadı, fotoğraf kimyası üzerine yapılan
çalışmaların gelişmesiyle mümkün olmuştur.
Joseph Nicéphore Niépce’e gelinceye kadar, ışığın gümüş tozları
üzerindeki etkisi biliniyordu. Ancak Niépce, dünyanın fotoğraf
makinesiyle elde edilen ilk kalıcı görüntüsünü sağlamayı başardı. Oda
penceresinden dışarısını görüntülediği fotoğrafın çekimi yaklaşık sekiz
saat sürmüştü (1).
Niépce’in çalışmalarını yakından takip eden Louis Jacques Mendé Daguerre
onunla bir ortaklık kurdu ve iki araştırmacı birlikte çalışmaya
başladılar. Daguerre gümüş iyodürün ışığa duyarlılığı ile ilgileniyordu.
1833’te ortağının ölümünden sonra Daguerreotype adıyla anılan yöntemi
buldu (kendi yaptığı fotoğraf makinesine de bu ad verilmiştir).
Daguerre’in bu yöntemi 1839 yılında Fransız hükümeti tarafından satın
alındı. Bu buluş kısa sürede, bütün Avrupa’da olduğu gibi İstanbul’da da
duyuldu. 18 Kasım 1839 (19 Şaban 1255) tarihli Takvim-i Vakâyi gazetesi
Daguerreotype’in icadını haber veriyordu (2). Kısa bir süre sonra
Avrupalı fotoğrafçılar İstanbul’a gelerek çalışmaya başladılar. Daha
sonra ilk fotoğraf stüdyoları açılmaya başladı.
Fotoğraf, icadından kısa bir süre sonra yurdumuza girmesine karşın,
fotoğrafla ilgili eğitici yayınlar için bir süre daha beklemek
gerekecektir.
Dünya basın tarihinde ilk eğitici fotoğraf yayını, 1839 yılında
Daguerre’in otuz baskı yapan ve bütün Avrupa dillerine çevrilen, New
York’da da yayınlanan cep kitabıdır. Bu kitap, 15 Ağustos 1841 (26
Cemazıyelâhir 1256) tarihli Ceride-i Havâdis gazetesinde çıkan habere
göre, yayınlanışından iki yıl sonra Türkçeye çevrilmiştir. Ancak, bugüne
kadar bu çevirinin izine rastlanmamıştır(3).
Yurdumuzda, fotoğraf konusunda yayınlanan ilk kitap Torosyan’ın Risale-i
Fotografya’sıdır. 1866 yılında basılan bu kitap Türkçe olmasına karşın
Ermeni alfabesiyle kaleme alınmıştır (4).
Arap harfli Osmanlı alfabesiyle basılan ilk kitap ise Yüzbaşı Hüsnü
Bey’in Risale-i Fotografya’sıdır. Yazımıza da konu olan bu kitap 1872
yılında basılmıştır.
Kitabın yazarı Yüzbaşı Hüsnü, Mühendishane-i Berri-i Humâyun
mezunlarından olup, İstanbul Langalı ve ressam olması dışında hakkında
bir bilgi yoktur.
Kırk sekiz sayfalık bu kitap bir önsöz ve dört bölümden oluşmaktadır.
Ayrıca, her bölüm de kendi içinde alt bölümlere ayrılmaktadır.
Yazar, kitabın önsözünde, adet olduğu üzere devrin padişahına
(Abdülaziz) şükranlarını sunduktan sonra, Paris, Münih ve Belçika’da
fotoğraf, fotolitografi, fotoçinkografi ve galvaniplasti yöntemleri
üzerine öğrenim gördüğünü ve bu bilgilerin başkalarına da
aktarılabilmesi için bu risaleyi kaleme aldığını anlatmaktadır.
Kitabın birinci bölümü fotoğraf üzerinedir. Bu bölümde görüntünün cam
levha üzerine alınması, sonra bunun banyosu ve negatifin elde edilmesi
ve görüntünün kağıt üzerine aktarılması anlatılmaktadır.
Bugün kullandığımız selüloit filmler henüz ortaya çıkmadığı için, o
zamanlar cam veya kristal levhalar kullanılıyordu. Hazırlanan emülsiyon
bu levhalar üzerine sürülmekteydi.
XIX. yüzyılda fotoğrafçılar, fotoğraf kartlarını da kendileri
hazırlıyorlardı. Yazarımız bu konu üzerinde de durur ve kart üzerine
sürülecek duyarkat için 100 santimetreküp yağmur suyu ile 10-15 gram
gümüş nitrat’ın karıştırılıp kart üzerine sürülmesini salık verir.
Daha sonraki işlemleri ise yazar şöyle anlatmaktadır:
“…mezkûr (sözü edilen) kâğıt kuruduktan sonra, albüminli tarafını camın
kollodionlu tarafına kapayıp, şasi pozitif derûnuna vaz’ ile
(uygulamakla) ziya-ı şemsin (güneş ışığının) üzerine amuden (dik olarak)
tesir edeceği bir mahale koyarak albumin üzerinde bulunan nitrate
d’argent (gümüş nitrat) siyahlanıp, güvercin göğsü rengi kesb oldukta
ziyadan ahz etmelidir (alınmalıdır)” (5). Bundan sonra kart tesbit
banyosunda on iki saat bekletilir.
Kitabın ikinci bölümü fotolitografya üzerinedir. Fotolitografya, bir
fotoğrafı taş levha üzerine aktarıp, taş baskısı ile çoğaltılması
yöntemidir.
Üçüncü kısımda anlatılan Fotoçinkografi ise, aynı yöntemin taş yerine
çinko levha ile yapılan şeklidir. Her iki yöntem de burada
anlatılamayacak şekilde uzun ve karmaşık işlemlerden oluşmuştur.
Dördüncü bölümde fotogalvaniplasti yöntemi anlatılmaktadır. Bu yöntem
“resim ve yazıları fotograf ile bil-ahz (alarak), elektrik vasıtasıyla
bakır üzerine hak etmek” (6) ten ibarettir.
Yazar bu yöntemi şu şekilde özetlemektedir:
“…buna dair olan ameliyat üç kısım olup, birincisi, resmi chambre noir (karanlık oda) vasıtasıyla almak,
İkincisi, resm-i me’huzun (alınmış olan resmin) üzerinde jelatin vasıtasıyla kabartma yapmak,
Üçüncüsü dahi, kabartmaları yapılmış resmi madenledikten sonra
galvaniplasti ile mahkuk (kazınmış) bir levha hâsıl edip, ondan lâyuad
ve lâyuhsa (sayısız) resim tâb etmektir” (7).
Daha sonra bu adımlar ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. Ayrıca yazar,
galvaniplasti işlemi sırasında kullanılacak olan pillerin yapımı
konusunda da bilgi vermektedir.
Foto-galvaniplasti konusu kitabın son bölümünü oluşturmaktadır. Yazar
tüm bu bilgileri Avrupa’da bulunduğu sırada çeşitli fotoğraf
kitaplarından tercüme ettiğini ve bundan böyle yılda bir kez bir kitap
yayınlayacağını söyleyip sözü bitirmektedir. Ancak, Yüzbaşı Hüsnü’nün
Risale-i Fotoğrafya dışında bir kitabına rastlanmamıştır.
Söz konusu kitabın en önemli yanı, fotoğrafla ilgili ilk Türkçe kitap
olmasıdır (Torosyan’ın kitabını saymazsak). Ayrıca, fotoğraf gibi önemli
bir konuda, Avrupa dillerindeki bilgilerin Türkçeye aktarılması ve
konunun daha geniş kitlelere yayılması çabaları da önem taşımaktadır.
Tarık Yurtgezer
Dipnotlar:
AKDENİZ, Tanju, Fotoğraf Temel Eğitim Kursu Ders Notları, Ankara, 1990, s.2.
ÇİZGEN, Engin, Photography in the Ottoman Empire (1839-1919), İstanbul, 1987, s.21.
AK, Seyit Ali, Türkçe Fotoğraf Yayınları Kataloğu, İstanbul, 1982, s18-19.
ÇİZGEN, E, A.g.e., s.180.
Geçtiğimiz pazar günü İMO Fotoğraf Grubu ile Kıyıköy gezisi düzenledik.
Çok keyifli bir gezi gerçekleşti.
Tavsiyem yaz dönemi Kıyıköy'e fotoğraf amaçlı gezilerden kaçınmanız. Çünkü yaz dönemi deniz için gelen insanlar Kıyıköy'ü gerçekten dayanılmaz hale getirmiş durumda:)