Halsman, Paris‘te Vogue, VU, ve Voilà, New York‘ta Life gibi dergiler için ünlü kişilerin portre fotoğraflarını çekiyordu. Dalí ise, 2. Dünya Savaşı sonrasındaki dönemde yaptığı sürreal tablolarda atom kavramını ve protonlar ile nötronların itme gücü sayesinde her şeyin bir “asılı kalma” durumunda oluşunu işliyordu. 1940′ların başında tanışan iki sanatçı Harold Edgerton’ın 1930′larda çektiği ‘Coronet’ isimli fotoğraftan esinlendi. Yeni düşmüş bir süt damlasının sütün yüzeyinde oluşturduğu taç benzeri yapıyı ve havadaki küçük bir damla sütü gösteren bu fotoğraftaki “asılı kalma” özelliği, Dalí ve Halsman’ı çok etkiledi.
Dalí ve Halsman fotoğrafta önceleri
tavukları kullanmayı ve havaya süt fırlatmayı düşünmüştü. Ancak
hayvanları korumaya dair yasaları çiğnememek için, kedileri zarar
görmeyecekleri biçimde kullanmaya karar verdiler. Halsman çekimi New
York’taki stüdyosunda, bir sene önce kendi hazıladığı 4 x 5 formatındaki çift lensli fotoğraf makinesini kullanarak yaptı.
Resimde kullanılan şövale ile tablo iplerle tavana tutturulmuştu. Sol
taraftaki sandalyeyi, fotoğrafçının eşi Yvonne tutuyordu. Asistanlar
ise suyu ve kedileri havaya fırlatıyordu. Fotoğrafçı saymaya başlıyor,
üçe geldiğinde kediler ile su fırlatılıyor, dörtte ise Dalí zıplıyor ve
Halsman fotoğrafı çekiyordu. O gün stüdyoda, Halsman’ı tatmin edecek poz
yakalanana kadar altı saatlik bir çalışma sonrasında 28 farklı fotoğraf
çekildi.Fotoğrafçı, daha sonra yayımlanan bir kitabında o günü şöyle
anlattı: “Ben ve asistanlarım ıslanmış, kirlenmiş ve neredeyse tamamen
tükenmiştik – sadece kediler hâlâ yeni gibi görünüyordu”.Halsman daha sonra, çektiği bu fotoğraf üzerinde çeşitli değişiklikler yaptı. Cisimleri tutan ipleri yok etti ve sol kenarı kırparak sandayeyi tutan Yvonne’un elini ve suyu fırlatan asistanı dışarıda bıraktı. Ancak yaptığı en büyük değişiklik, çekim sırasında boş olan şövale üzerine, Dalí’nin ikinci bir tablosunu yerleştirmekti. Ancak Halsman, boş şövaleyi tablo ile doldurmasına rağmen, cismin yerdeki gölgesini değiştirmedi.
Halsman fotoğrafta, daha sonra “Jumpology (zıplama bilimi)” olarak
adlandıracağı tekniği kullandı. Halsman’a göre, fotoğrafçıya poz vermek
yerine zıplayan kişiler, fotoğrafın çekildiği anda duygusal açıdan
dengesiz yakalanıyorlardı ve bu fotoğraflar sayesinde kişiliklerinin
çeşitli özellikleri belirlenebilirdi.Fotoğraf, çekildikten hemen sonra
Life dergisinde iki sayfaya basıldı. İlgi çeken bu sıradışı fotoğrafın
kısa sürede dünya çapında birçok kopyası yayımlandı, ancak fotoğrafçı
bunlar için telif ücreti almadı.Fotoğraf daha sonraları, Edward
Steichen’ın hazırladığı Photography in Retrospect isimli seçkiye dahil
edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder