24 Mart 2010 Çarşamba

Deklanşöre her dokunuş aslında o ana dokunuştur.

Ve dondurduğumuz o anlar akıp giden yaşam içerisinde küçük, ama bazen dünyayı değiştirecek büyüklüktedirler.


Hayat devinimi içerisinde her eylemin gerçekleştiği bir “doğru an” vardır.

Doğru anda koşmalıyız, doğru anda doğmalıyız, doğru anda teklifte bulunmalıyız, doğru anda konuşmalıyız, doğru anda… doğru anda deklanşöre basmalıyız.


Resmi icadı olan 1839 yılından bu yana yaklaşık 170 yıllık ömrü süresince fotoğraf, insanların kendi görsel hafızalarının yerini almış ve tüm önemli anların sayfalar dolusu yazı yazmak yerine ufak bir kağıt üzerine kaydedilmesini sağlamıştır.


Bir fotoğraf bin sözcüğe bedeldir derler. O anı öyle kaydetmeliyiz ki kameramızın belleğine, izleyen insanların belleklerinde de uzun süreler yer etsin.


İşte fotoğrafın bu 170 yıllık serüveninde deklanşörüne hangi “doğru anda” dokunacağının kararını iyi vermiş ve “karar anı” nı yakalayarak bizlere dünyanın gidişatını bile değiştirecek fotoğraflar bırakmış ünlü isimlere zaman zaman blogumda yer vereceğim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder